2 Haziran 2014 Pazartesi

...bir kış geçirdik


Yaz geliyor. Geçen sene bahar gelse de Yaz gelmemişti. Yaz gelir gibi olduğunda, ölüm hem akla hem başa gelmişti. Şimdi Yaz geliyor.

Geçen sene ölüme yatırdı bazı çocuklar bedenlerini. Belleklerini yitirdi kimisi. Kimisi öldürülerek kurtarıldı. Kimisi ölüme terk edildi genç yaşında. Sonra her fırsatta yeniden gördük sokak linçlerini. Alışmıştık, yalnızca anneleri başka dil konuştuğundan,  inançlarının yolu biraz faklı olduğundan, şehirde değil de hepimizin kökeni olan taşrada doğduğundan, iki kere sömürülen, öldürülen, kaybolan insanlara. Alışmıştık yüzyıl yeni başlamışken daha, çok da delikanlı geçinen birileri, yiğit bir Ermeni Gazeteci’yi vurduğunda sokak ortasında, sırtından hem de.

Yaz geliyor.

Yaz geliyor diyor birileri. Kan durdu da diyor o birileri şimdilerde. Ama kendi çocuklarını bile, dağlarına serptiği açlıkla terbiye eden bir coğrafyanın güneşine ne kadar güveneceğimi kestiremiyorum yine de. Gözyaşının beş para etmediği, analar ağlamasın derken bile iki yüzünden de riya akan siyasetçilerin elleriyle şekillenen bir hayatın ortasında yine de yeşerirken yaz, kan durdu işte diyenlere gösteriyorum Ethem’in kafasından sızan, yerde biriken kanı.

Yaz geliyor ve her yaz gelişinde olduğu gibi şehitlerine ağlıyor bu ülkenin iki yüzlü insanları. Çanakkale Savaşı’nda ölenlerin, o on beşlik çocukların ruhları üzerinden bile bugünkü kirler aklanıyor. Yaz geliyor. Bir zamanlar yalnızca “ölebilmek kabiliyetleriyle” bir yurdu kurtaranlardan,  kendini kurtarmaya çalışanlara uzanan zorlu yolculuğun kayıtları saçılıyor ortalara.

Yaz geliyor. Gezi Parkı’nda ölenlerin o saygın anıları üzerinden üç kuruşluk politikalar çıkarmak için incitiliyor ruhlar yeniden. Bu coğrafyanın ölebilmekten başka çaresi ve yeteneği olmayan çocuklarının cesetlerinin üzerine basarak yükseliyor politikacılar.

Yaz geliyor. Eskiden sokak ortasında türkü söyleyen çocuklar bile göz altına alınıp kaybediliyordu, oysa şimdilerde demokratikleştikçe direkt vurulup öldürülüyorlar sokak ortasında. Ülkenin bir yanında yaza aldırış etmeden hala akıyorken kan diğer yanına yalandan bir yaz geliyor.

Yaz geliyor. Şehitleri anma törenlerinden, seçim filmlerine kadar her yerde İstiklal Marşı çalınıyor. Nerede vatan, nerede din, nerede iman kelimelerini çok duyuyorsak orada akan kanın haddinin hesabının olmadığı bir coğrafyada tüylerim yine diken diken oluyor. Şaşarak izliyorum olan biteni.

Yaz geliyor. Öküzlerin bile boyunduruk altında sızlandığı ancak insanların sızlanmadığı bir coğrafyaya geliyor hem de yaz.

O geliyor ama yaralarımızdan akan kanları durduramadan, yaralarımızı henüz saramadan geliyor. Çünkü Turgut Uyar’ın dediği gibi biz “başarısız, boktan bir kış geçirdik/ kanımız bile doğru düzgün akmadı/ bir sürü çocuğu öldürdüler”. Kursağımda en son Berkin’in görüntüsüyle kutluyorum herkesin yazını.

Ama Yaz yalnızca bir yanımıza gelmez diyorum. Diretiyorum.
Ama Yaz yine de geliyor...
fotoğraf: beate bienak