14 Aralık 2013 Cumartesi

AŞK…Iris&John


(Hikaye Ünlü İrlandalı Yazar Iris Murdoch ve Oxford Üniversitesi İngilizce Profesörü olan John Bayley’in gerçek hikayesidir. )

Aşk garip bir şey. Hiç şüphe yok ki dünyayı döndüren sadece ve sadece o. Tek önemli etkinliğimiz. Onun dışında her şey toz, çınlayan ziller ve can sıkıntıları. Ama öte yandan nasıl bir bela olduğu da malum. Nasıl da imkânsızı hayalinde yaratır, ulaşılmazın ayaklarına sarılır. Herkesin herkesi dilediği gibi sevebileceği, tuhaf bir düşüncedir. Doğada bunu yasaklayan hiçbir şey yok. Kediler krallara bakabilir, değersizler iyileri, değersizler değersizleri, iyiler iyileri sevebilir. Veee bir bakmışsınız: büyük ışık belki gerçeği belki yanılsamayı ortaya koyarak yanıyor. Ne acıdır ki, gizleme kalbi yer bitirirken insan nasıl yalnız seviyor, solipsizm içinde,


beyhude bir kapsül içinde. Her şey olabilir, yani bir şekilde, korkunç bir şekilde, imkânsız diye bir şey yoktur. Ah, ben de bunu düşündüm canım ve bu acımın önemsiz bir parçası değildi hiç. Sen beni sevebilirdin. Bu ne yazık ki, mantıksal olarak mümkündü. Fakat benim gitmeme sebep, görünenin olanaksızlığını anlamam değil, çok büyük aşkımın çok büyük bir yıkıcı olduğunu bilmemdir. Eğer aziz olsaydım seni sever ve bunu sana söyler, senin yanında kalır, sana hiçbir zarar vermez, seni zararsız hava gibi çevreler ve seni ne kadar sevdiğimi fark etmeni sağlardım.”
Iris Murdoch, Rüya Sakinleri,
Ayrıntı Yayınları

Tepeden aşağı bisikletle hızla inen güzel kadının ardından ona âşık olan genç adam bağırmaktadır:
Iris, yavaşla! Dur! Sana yetişemiyorum!
Yavaşlayamam. Sen bana yakın durmaya çalış. Bir şey olmaz!
İngiliz yazar Iris Murdoch’un hayatını anlatan "Iris" filminde üç kez aynı sahne tekrarlanıyor. Adam, kadının hızına yetişemiyor ömür boyu, ama ona "yakın durmayı" beceriyor.

Iris yaşıyor ve yaşadıklarını yazıyor. Aşkı, hayatı ama ille de aşklarını yazıyor.
Adamın adı John... John Iris’i seviyor, belki de daha ilk görüşte, tek kelime söylemeden öylece seviyor işte. Iris erkeği arzuluyor sadece! Ötesi berisi yok, ne varsa adama karşı içinde sadece fiziksel bir arzu o kadar...
John Iris’i seviyor... İşi gücü o Iris oluyor... İris’in hayatına başka başka erkekler ve kadınlar da giriyor. John tek kelime etmiyor, seviyor İris’i. Onun yanında olduğu anlar hayatının en mutlu anları. John Iris’in aklını seviyor, yüzünü seviyor, gülüşünü, gözlerini seviyor. Bir insan birini neden sever? Cevabını bilmiyor... Sadece seversin; adam da öyle seviyor işte...
Günün birinde Iris da tek kelime etmeden kendisini seven erkeği seviyor. Iris zaten aşkı seviyor ve dünyanın her yerinde aradığını, sevdiğini yanı başında buluyor... İris’in yazdıklarını okuyor John. Her okuyuşunda, her satırda, her kelimede, her harfte İris’i daha da çok seviyor.
Dünya bir yana sevgileri bir yana oluyor.
Birlikte yüzmeye gidiyorlar bir gün... Iris yüzüyor. Ne varsa hayata dair o gün, o su kenarında İris’in teninde yüzüyor. John bir kenarda, ne varsa o gün o su kenarında güzel olan John kendisini bir yana koyup Iris’e yoruyor...
Birlikte günbatımını seyreder gibi paylaşıyorlar bir hayatı.
John Iris’i seviyor, Iris erkeği... Birlikte yaşlanıyorlar! Ve bir gün Iris erkeğin onda en çok sevdiği şeyi kaybediyor: Aklını...
Iris hatırlamıyor erkeği, hatta kendini bile hatırlamıyor... Ne varsa hayata dair biriktirdiği bir bir unutuyor...

John Iris’i seviyor, hiç bırakmıyor elini. Iris unuttukça John hatırlıyor...
Iris unutuyor adını, unutuyor yaşadıklarını, ne eski sevgilileri kalıyor ne yazdıkları...
Birlikte yüzmeye gidiyorlar yine! Iris korkuyor suyun altında yüzmeye, tam batacakken John uzanıp tutuyor ellerinden... Iris unutuyor, John hatırlıyor bir zamanlar yaşadığı hiç hatırlamak istemediği şeyleri...
Bir akşam John hemen karşısında oturan Iris’e bakarken onu başka bir erkekle sevişirken gördüğü günü hatırlıyor... Yavaşça kalkıp koltuğundan başka bir odaya gidiyor sessizce... Nasıl sessizce sevdiyse Iris’i öyle sessizce hatırlıyor işte...
Iris hatırlamıyor hiçbir şeyi, yavaşça yerinden kalkıp erkeğin gittiği odanın kapısının önüne geliyor. Tek kelime etmeden kapının camına parmaklarıyla vuruyor... John Iris’i hatırlıyor, John Iris’i görüyor, yerinden kalkıyor kapıyı açıp bir kez daha elini tutuyor.
John Iris’i seviyor... Iris erkeği seviyor... İkisi arasındaki aşk, Iris’in cama vuran parmaklarında gizli...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder