Seviyorum Şems.
Aynı zamanda, içmeye devam edebilmek
için az önce kendimi kahveyle ayılttım.
Bütün bu saçmalıklar hep senin
başının altından mı çıkıyor Şems?
Allah’la ortaklaşa mı
çalışıyorsunuz bu beni gittikçe batırma hususunda?
Yoksa bütün bunları kendime ben mi
yaptım?
Bütün olanların ve olamayanların
benim suçum olduğunu kabullenmek çok acı Şems.
İçim acıyor Şems, acıma hakkı
bile yokken acıyor, ona daima güçlü olmasını bin kere
tembihlediğim halde acıyor; sabahın ilk kahvesini içerken de
acıyor, gecenin son duasını ederken acıyor Şems.
Neden bu kadar zor olmak zorundaydı
Şems?
Aşktan meşkten geçtim, onlar zaten
benim için birer lüks; yaşamım, neden bu kadar zor Şems?
Kendimi öldürmeyi hiç düşünmedim,
ısrarla ve istikrarlı bir biçimde nefes doldurmayı sürdürdüm
ciğerlerime, hatta temiz hava çok yavan geldi, alkol kattım içine,
bu çabalarımın karşılığı bu mu olmalıydı Şems?
Yaşamayı denedikçe işler boka
sardı, her şey çok yanlış gitti, hiçbirinin böyle olmasını
istememiştim ama böyle oldu Şems.
Bu hayatın bana bir tür “siktir
git” deme biçimin mi sence Şems?
Ama ben gitmek istemiyorum Şems,
kimsenin hiçbir zaman umrumda olmadı benim ne istediğim biliyorum,
ama ben gitmek istemiyorum Şems.
Beni bu saçma sapan bedene hapsedip,
üzerine lüzumundan çok fazla hassasiyetler, ince düşünceler,
kırılganlıklar yükleyip bu dünyaya postalamak istediğinde,
niçin Allah’ı durdurmadın Şems?
Niçin bunun en başından bomboş bir
ömür olacağını, yaşanmasına hiçbir gereğin olmadığını
hatırlatmadın?
O’na benim, odasından çıkıp
hayata karışma özürlü bir ucubeye dönüşeceğimi niçin
söylemedin Şems?
Belki, sen de başka bir şeyler
ummuştun, tıpkı benim kendimden bir zamanlar umduğum gibi.
Ama bu kadar oldu Şems.
Artık, yedek kulübesindeki yeri bile
göze batan, istenmeyen bir oyuncuyum bu başından beri çözemediğim
oyunda biliyorum.
Kontratımı karşılıklı
feshedebiliriz, hiçbir şey istemem karşılığında Şems. Benim,
kendimin, o anlaşmayı yırtıp atacak gücü yok, kalmamış, hadi
hayatında ilk kez olarak bana bir iyilik yap Şems.
Bu cumartesi alkolleri hiçbir şeye
çare değil, biliyorum Şems.
Hiçbir kalp kırıklığına, hiçbir
çözümsüzlüğe, hiçbir yaraya merhem değil.
Ama dayanamıyorum Şems.
Bunları söylemek benim için hiç
kolay değil, ama ruhum ölüyor benim.
Hiç iyi değilim Şems...
İnan bana, sürekli çabaladım Şems,
şu hayatta birkaç dostum var, onlar buna şahit.
Ama olmadı, bir boka yaramadı,
yetmedim yaşamak için.
Son kez tekrarlıyorum; ben, kendim,
yapamayacağım, alın beni bu oyundan Şems.
Seviyorum Şems.