25 Ocak 2014 Cumartesi

gitsek...

her bahar geldiğinde (bahar mı geldi demeyin lütfen hava sıcaklığı 20 derece ve güneşli günler yalancı da olsa baharı hissettirir) bende bir kaç günlüğüne kafa dinleme isteği hasıl olur. bundan tam 10 yıl önce, sadece 1 kez ve tam da bu zamanlar kaçtım ben. bir okuldan mezun olup, diğerine başlamak üzere olduğum bir dönemdi. o dönem turgutreis'te yaşayan, üniversiteden yakın bir arkadaşımı aradım, "geliyorum ben " dedim. turgutreis ıssız, arkadaşım gündüzleri çalışıyor, evde bir tek ben ve arkadaşımın köpeği. dışarı çıkıyorum hava tertemiz. ahşap iskeleye gidiyorum arkadaşımın köpeğini de alıp. o denizde oynarken, ben kitabım ellerimde, ayaklarımı pırıl pırıl suya sallandırıyorum. sadece vücudum değil, ruhum serinliyor. akşam güzel bir sofra kuruyoruz, tokuşturuyoruz kadehleri, aramızda konuşacak çok şey, paylaşılacak çok huzur...

şimdi yine gitmek istiyorum. bu kez kızlarım var, onları da almak istiyorum yanıma. sadece 3-4 gün. fazlasına gerek yok. güneşin tadını çıkarsak birlikte, deniz kirlenmeden birlikte yüzsek, yürüsek boş boş sokaklarda, bodrum papatyalarının arasına yatırıp yüzlerce fotoğrafını çeksem, mandalinalı dondurma yesek...

belki bu yaz...

bu hislerin üzerine de frank sinatra ne güzel gider....
"fill my life with song and let me sing forevermore,  you are all I hope for all I worship and adore..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder