5 Ocak 2014 Pazar

Orada öylece bekliyordu...

Orada öylece bekliyordu. hemen yanında bir film afişi vardı. afişteki renkler çok canlıydı. o ise fazla siyah..endişeyle baktım gözlükleri var mı diye.o korkunç gözlüklerinin arkasından bana bakmasını istemiyordum.. ilk karem renksiz olmamalıydı. tanıyamamaktan korkuyordum çünkü gördüğüm her fotoğrafta başka başkaydı ve ben hemen unutuyordum onun yüzünü. ama öyle gerçek duruyordu ki o manasız film afişinin yanında nerede olursa olsun tanırdım onu..
bileğindeki deri ipleri görebiliyordum. nedense yutkunma isteği uyandırıyordu bende bu deri ipler..o beni hala göremiyordu,biraz heyecanla etrafına bakınıyordu.belki oldukça heyecanlıydı ama belli etmek istemiyordu..ben ona yaklaştıkça kendimden geriliyordum.adımlarım ona doğru sürükleniyordu..insanlar akıp gidiyordu yanımdan..ve ben sadece ikimizi renkli görebiliyordum..hafifçe caddeye döndüm..kendimi incitmek istemediğimi göstermek için..
beni görünce doğruldu.film afişi daha bir gözümü alıyordu..dudağının kenarındaki çizgileri görebiliyordum..saçlarının koyuluğu boynumu gölgeliyordu..bilmiyorum neden boğazımdan bir sıcaklık geçti,dişlerimin ısındığını hissettim..gülümsüyordu,kesik kesik görebiliyordum... aramızdan arabalar geçti..arabaların içinde ikimizin ilk karşılaştığından habersiz insanlar soluk alıyorlardı..birden soluk almalarını istemedim..çıkan ses bulandırabilirdi renkleri, mükemmel uyumu..çıkan ses kaçırabilirdi dudağının yanındaki çizgileri..


kaldırımın griliği gözeneklerimden içeri sızdı..kanımın renginin değiştiğini hissettim. ama umrumda bile değildi.bakışları saç tellerimde,köprücük kemiğimde,ince bileklerimde, hafif kırmızı yanaklarımda geziniyordu.bu yolculuk hiç bitmeyecekmiş gibi geldi bana..  aşık olmayı özlediğine ilk o zaman inandım..bana taze taze baktığında..boğazımda sıcaklık sürüyordu ama ellerim..ellerim donuyordu..özlemle yıkanmış iki adım daha attım,omuzlarının hareket ettiğini gördüm..karşı karşıyaydık şimdi..ve o içime akıtıyordu kendini,ben de
onun içine akıyordum.ben biliyordum bu sahneyi,..daha önce görmüştüm..ama onlar reddetmişlerdi birbirlerine açılan kapıdan içeri girmeyi..boşluğa baktım,gördüm beyaz kapıyı.. pirinç tokmağa dokundum..tırnaklarımın içinde yüzdü kokusu..kapıyı açmamı bekliyordu..  doğduğum günden beri bunu bekliyordu.varlığımızdan habersiz geçen yılların acısını benim tek bir hareketim belirliyordu.içimde durmadan koşan küçük bir kız vardı sanki:"aç!!!"diye bağırıyordu.."sıkıldım.."diyordu..çevirdim tokmağı..içimdeki küçük kız boğazıma doğru çıkmaya başladı..tırnaklarını her bir zerreme geçirip tırmanıyordu..boğazımdaki sıcaklığın içine gömüldü.derin derin nefes alıyordu,duyuyordum..oysa bakışlarını dudaklarıma kilitlemeye çalışıyordu..o zaman anladım biz sadece birbirimizin aşığı olabilirdik..
ılık bir rüzgar geçti hafif aralık parmaklarımın arasından..yüzümde bir irkilme hissettim. gözlerimi kapatmak istedim,kapattım da...sırf o anı kaldırımda,benim gözlerimin karanlığında,o saçma sapan film afişinin rahatsız eden canlı renklerinde,onun deri bilekliklerinin birbirine sürtünürken çıkardığı sesin alışkanlığında ölümsüzleştirebilmek için..sırf göz kapaklarımı şaşkınlıkla görebilmesi için..bakarken kaşlarını hafifçe çatabilmesi için..yalnız olduğundan şikayetçi olduğu her halinden belli olan bir adamın ayakkabılarını boyayan çocuğun dalga geçen gülümsemesini kirpiklerimde hissettim..kapı hala açıktı ve istese o da girebilirdi içeriye..fırça darbelerinin çıkardığı sesi duyabiliyordum..yalnızlığından şikayetçi olan adam imrenerek ikimize baktı..sonra bakışlarını topuklu ayakkabılarının sesi kulak kepçemde asılı kalan kadının kalçalarına baktı.çocuğa parasını verdi ve kaybolup gitti hayatımdan..bir dakika bile sürmeyen bu olaylar izlediğim en güzel filmi oluşturuyordu..
bir adım attı bana..iştah kokan,samimi bir adım..kapı geride kaldı,beyazlığı da sabırsızlığı da.. gözlerimi kısmış gülümserken alnına bakıyordum..pürüzsüz,asil,..dürüst..yanağıma doğru eğildin ben de hafifçe yükseldim.. topuklarımın altındaki boşluğu bir saniyede ezebilirdim.. bu benim elimdeydi. dudakları kararlı,biraz da alışkanlık kokan bir parfümle yanağıma bastırdılar kendilerini.. eli o kadar hafif dokunuyordu ki belime hissedip hissetmediğimi anlayamadım..diğer yanağımdaydı şimdi sıra..ama ben diğer yanağımı öpmesini istemiyordum nedense.geri çektim kendimi..sonra kelimeler döküldü kaldırıma,grilik girdiği yerden kendini dışarı attı.kanım kendi rengine kavuştu..
boyacı çocuk siyaha boyanmış elleriyle başka bir kirli ayakkabıyı fırçalamaya başladı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder