4 Ocak 2014 Cumartesi

Kafamda Böcekler Var Susmayan

Uzun zaman önce bir sevgilim beni "artık eskisi gibi neşeli değilsin, mutlu olamıyoruz" gibisinden birşeyler diyerek terk etmişti.Cümleleri bu kadar net değildi, ben o zamanlardaki saçma kabalığımla,  lafı uzatmamasını söylemiş, kendisini güldürme görevimden istifa ettiğimi dillendirmiştim. Son kez o an görmüştüm gülümseyişini ve her zaman çok özel olacağımı söylemişti bir de...

Komik bir tarafım olduğunu hep söylemişlerdir. Bana göre son derece sıradandı cümlelerim, hem kimseyi güldürmek için kullanmazdım cümlelerimi. Söylediklerimi bir başkasından duymuş olsam ben gülmezdim örneğin. Tam tersine hüzün kaplayabilirdi içimi.

İşte bu sebeple içimdeki seslerle konuşmayı öğrendim. Zamanla da bu seslerle sık sık konuşma alışkanlığı yabanileştirdi beni. Bir taraftan da sessizlik fobimi başlattı. çünkü susturamadığım zamanlar oluyordu iç sesimi. o sussun diye açıyordum tv'yi ya müziği... Kendi iç sesimin bile fazla geldiği zamanlarda, insanların bu denli mutlu olabileceklerine hiç inanamadım. Söylenen her söze, her cümleye gülme ihtiyacının nedenleri üzerine kafa yormaya başladım. Bazen, iç sesimle konuştuğumda rahatsız edenin olmamasını ve dışarının sessizliğini sevdim. İnsanların kahkahalarla güldüğü olayları bir kez daha anlattım kendime, tebessüm bile edemedim... Kahkahalarla güldükleri şeyler tamamiyle gerçek olaylardı oysa, ve onları aktarırken güldürme amacıyla dökülmüyordu cümleler dudaklarımdan... İşte tam bu aşamada, iç sesimi dinleyip sessizleştiğim dönem uzun sürmüşe benziyor ki sıkıldı sevgilim benden. Nedensiz sevilmelerin şarkılarda olduğunun en güzel kanıtıydı sanki duyduğum cümleler. Her şeyde, sevme nedenlerimizde de baş koltuğa kendimizin oturduğunu görmek şaşırtıcıydı.

En büyük darbeyi içimde volkanlar patlarken yaşama adapte olmak adına verdiğim savaşta aldığımı fark ettiğimde ipler çözülüverdi...Sıkılmıştım... Söyleneceklere hiç aldırmadan yaşamak seçimim oldu.

Sesim yok artık, sesimi kaybettim , konuşmak gerekmiyor ne güzel! Bilinç ve insan olmanın koşulu oysa konuşmak derler. Belki de toplumsal sistemin istediği insan olmak istemiyordum, sırtıma yüklenmiş kaf dağını bırakıp içime kaçtım
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder